15 Temmuz 2014 Salı

İşe sarılmak

Yaptığı işe dört elle sarılmanın, aklının, bedeninin tüm gücünü kullanmanın başarıya giden yolda en önemli faktörlerden biri olduğu söylenir, sık sık. Bunun çokluk doğru olmasının bir önemli nedeni, kişinin bir işi yapmaya karar verip, başarılı olmak için işine asılmasının o işle ilgili tüm olasılıkları, güçlükleri yakından ve tam olarak görmesi için fırsat doğurması ve daha doğru değerlendirmeye olanak sağlaması olsa gerek. Ne de olsa bize yabancı olan, uzaktan bakınca aşılmaz gözüken tepeler gibidir. Oysa yürüyüp yaklaştıkça tepelerin o kadar da dik olmadığını görür insan. Ve hayatta karşımıza çıkan işler ve görevler çoğunlukla dışarıdan ilk göründüğü kadar zor değildirler. 

Bir işe kendini vermekle, başarı için tüm güçlerini seferber etmekle insan, işi yakından tanıdığı gibi başka konuların kendisiyle işi arasına girmesini, dikkatini dağıtmasını da önlemiş olur. İlgi, istek ve konsantrasyon birleşince, kişinin bilgi ve becerisinin çalışılan konuda zamanla giderek artmasına ve arada karşılaşılabilecek sorunların daha kolay üstesinden gelinmesine yardımcı olur, ki bu da kişinin kendine olan güvenini artırır. Başarı başarıyı besler. Ayrıca enerjisinin ve zamanının büyük bölümünü bir işe ayıran insan ister istemez o konu üzerinde daha fazla zaman geçirecektir. Daha fazla zaman daha fazla deneme ve bu da, başarma olasılığının en azından matematiksel olarak artması demektir.