Toplumlar hangi davranışları ödüllendirirlerse onların daha sık ve daha fazla kişi tarafından ifade edilmesini sağlamış olurlar. Zamanla bu özelliklerin dayandığı genler seçilerek kalıcı evrimsel değişiklikler ortaya çıkar.
İnsanlar hayvanları evcilleştirirken saldırgan olan tür veya bireyleri değil uysal olanları doğal olarak tercih etmiş ve nesiller boyu en uysal olanların çoğalmasına izin vererek bugün birlikte yaşadığımız ve doğada yaşayan vahşilerinden davranışsal olarak farklı evcil hayvanları üretmislerdir. Benzer şekilde insan toplulukları da saldırganlığı, birlikte yaşamayı zorlaştırdığı için cezalandırmış ve bu kişileri toplum dışına atarak daha sosyal, daha fazla işbirliğine yatkın, daha az kavgacı ve daha az şiddete başvuran nesiller ortaya çıkmasına yol açmışlardır. Steven Pinker, tarihsel süreçte uygarlaşma ile insan toplumlarında şiddetin görülme sıklığında görülen azalmayı konu alır. Richard Wrangham ise "The Goodness Paradox" adlı eserinde, evcilleştirme sürecinde saldırganlığı azaltmaya yönelik insan tercihlerinin hayvanlarda düşük kulak, daha küçük kafatası ve beyin hacmi, dişlerde küçülme, yüzde kısalma gibi fiziksel değişikliklere yol açtığını anlatır.
Buradan kendimiz için çıkarabileceğimiz ders, eğer birlikte yaşamaya devam etmek istiyorsak, toplum olarak şiddetten olabildiğince uzak durmak, saldırganlığı, bencilliği, her tür ayrımcılığı, eşitsizlikleri reddetmek ve dışlamak, bunları normalleştiren şiddet dilini terk etmek, bu dilin yerleşmesine, onaylanmasına karşı çıkmak gerektiğidir. Aksi taktirde, korkarım tersine bir evrim sürecine yani şiddetin hakim olduğu bir topluma dönüş yoluna girilmiş olur ki bu, toplumsal bağların gevşemesine, giderek bu bağların koparak çatışma ve savaşların, acı ve ıstırapların artmasına, sonunda şiddeti ödüllendiren toplumların dağılmasına ve işbirliği kültürünün yerleştiği toplumların hakimiyetine girmesine neden olacaktır.
Uzun vadede barış ve işbirliği zaten kazanır. Ama birey olarak bizler için asıl mühim olan barış, huzur, kardeşlik ve adaleti bu kısa yaşam süremizde toplum ve giderek dünya vatandaşları olarak, sevdiklerimizle birlikte yaşayabilmektir.
1 yorum:
Atamıyoruz işte toplum dışına... Tam başımıza, tepemize çıkartıp oturtuyoruz hatta... Evrim sürecinin hızlı bir versiyonu olan toplumsal değişim sürecinin sonuçları ortada, şiddet cezalandırılmadıkça yayılıyor maalesef..
Yorum Gönder