18 Ocak 2022 Salı

Hakikati Tekeline Alma

 Özellikle son zamanlarda nihai, mutlak, en son, son nokta, "ultimate" gibi ifadelerle çok sık karşılaşır olduk. Söz konusu olan yeni bir ürün de olabilir, bir kişinin herhangi bir medyada paylaştığı bir liste ya da bir fikir de. Bu son sözü söyleme arsız arzusunda, konu ile ilgili bütün kaynakları değerlendirip adeta yalayıp yutma ve nihayetinde geçmişe bakarak geleceği de öngörebilme iddiası saklı gibi. Yetmedi, kendinden yola çıkarak tüm bireylerin aralarındaki ve kendi içlerindeki zaman ve ortamsal değişkenlikleri de bir hizaya getirme, henüz şüphe içindekileri de mutlak bir beğeni düzeyine ulaştırma  "alicenaplığı" saklı. Az bilme, az okuma, içgüdülerle hareket etme, acele karar verme, kendinden temelsiz bir şekilde emin olma gibi zamanın ruhuna uygun düşünceler üzerinde bu ifadeler göklere doğru vaatkâr bir şekilde yükselmekte. Buna, kaynaklara daha kolay erişebilmenin bilinmesinin yardımcı olduğunu da eklemek gerek. Bu olasılık, gerçekliği sınanmamış olsa bile, düşünce temelinde iddia sahibine bir güç ve haklılık atfetmeye yol açıyor. Ne de olsa kimsenin oturup kaynakları sorgulayacak ne vakti ne de metodolojik bilgisi var. Bu ortamda inanmak veya kabul etmek çok daha kolay. Sonrası, bu sanal gerçeklik üzerinde yükselen bireysel kes-yapıştır inanç ve doğruların "mutlak" kabul edildiği ve bu ölçüde de uzlaşmasız bir dünya. Gerçeğin ötesindeki günümüz dünyası yani. Gelişme bu mu? Ve "nihayetinde" buradan insanlık ve bütün dünya için barış ve huzur çıkar mı?

Hiç yorum yok: